Erkan Oğur, Turgut Alp Berkoğlu ve İlkin Deniz yıllar sonra bir araya geldi ve stüdyoya girdi. Yıllardır müzik çevrelerinde kendince bir efsane halini alan Telvin grubu nihayet beklenen albümünü yaptı. İki CD’lik albüm, çağdaş cazın renklerini barındıran ve müzisyenlerin ustalıklarını sergileyen özel bir çalışma..
Telvin, Türkiyeli cazseverlerin yıllardır dillerinden düşürmediği, nadir verdiği konserleri nedeniyle mutlaka bir albüm çıkarması beklenen bir gruptu. Bu ilginin nedeni, Telvin’i oluşturan üç müzisyenin de kendi enstrümanlarında ülkenin en iyileri arasında olmaları. Gecikmenin önemli nedenlerinden biri üçlünün basçısı olan İlkin Deniz’in yıllardır ABD’de yaşıyor olması. Gitarist Erkan Oğur ve davulcu Turgut Alp Bekoğlu, İlkin Deniz dışında bir basçıyla stüdyoya giremiyorlardı. ABD’de bile başarılı konserler vermişlerdi. Çaldıkları hep ortak kompozisyonlardı. Dolayısıyla ancak beraber özenle çalabilirlerdi parçalarını. İşte bu trionun o beklenen albümü kısa süre önce nihayet yayımlandı. Hem de bir double albüm olarak.
Erkan Oğur, müzik dünyasının tarifi zor yeteneklerinden. Etnik müzik, halk müziği, Türk Müziği ve rock’tan çağdaş caza uzanan geniş müzik vizyonu içinde birçok geleneksel sazı, gitar çeşitlerini aynı mükemmeliyette çalıyor. Yaklaşık 30 yıl önce icat ettiği, kendi yapıp çaldığı perdesiz gitarla müzikseverleri hep büyüledi. Oğur’u andığımız müzik türlerinin içinde albümleri, film müzikleri ve projeleriyle tanıdık. Ama, kayıtlar düzeyinde onun caz gitarcı kimliğine, caz doğaçlamalarına çok az ulaşabildik. Almanya’da ‘Freetless’, Türkiye’de ‘Bir Ömürlük Misafir’ adıyla çıkan albümünde, onun doğaçlamacı tavrına, müzikal birikimine ve özel sound’una ulaşma imkânı bulmuştuk. Oğur, her şeyden önce bir caz gitaristiydi. Philip Catherine’le olan kayıtları Acid Trippin’de azıcık da olsa çalışı bizi tatmin etmiyordu.
Turgut Alp Bekoğlu gönlü en başta caz olan, ama 1980′lerde Türkiyeli sayısız pop yıldızına da eşlik etmiş, uluslararası müzik ortamında çalmış bir isimdi. Hep üstüne konuşulan bir davul tekniğine sahip, çeşitli uluslararası festivallerde çalmış ve yeni kuşak Türkiyeli davulcuları çok etkilemiş bir isimdi. İlkin Deniz’se diğer iki müzisyen kadar popüler olmasa da, bir zamanlar, çok sayıda Türkiyeli rafine müzisyen ve şarkıcının yanında çalmıştı. Ama, ABD’de yaşadığından onu uzun yıllardır izleyemiyorduk.
Grup, çağdaş cazı müziğinin ana ekseni yapmış. Müziklerinde bir yanıyla Avrupa cazından yoğun esinlere, öte yandan 1970′lerin füzyon ruhunun derin izlerine rastlanıyor. Müzisyenlerin bireysel becerileri de aynı oranda çoğu kompozisyona sinmiş durumda. Birçok caz ve çağdaş müzik çizgisinden parçada çeşitli esinler olsa da, onların bireysel yanları, kendilerine has bir sound’u oluşturmalarını sağlamış.
İlk CD’de hâkim olan akustik bir sound’dan çok akustik bir müzik ruhu. ‘Halden Hale Geçmek’ veya ‘renk değiştirmek’ anlamına gelen Telvin’in asıl anlamsal karşılığını daha çok ilk CD’deki parçalarda bulduğumuzu söyleyebiliriz. Bu CD’de kendine özgü renklerin, tonların ve soyutlamacı bir algının açık izleri tüm müzisyenlerde, özellikle de Oğur’un gitar tekniğinde belirginleşmekte. ‘Doğuş’ ve ‘Engeller Uyanıyor’ bu noktada etkili iki örnek. Aynı özelliğe sahip, ama ECM sound’unun da izlerini taşıyan bir beste olarak ise ‘Güzelleme’yi anmak gerekiyor. Oğur’un ve tabii ki Telvin’in en tipik ve ayrıcalıklı yanını yansıtan parçalardan biriyse ‘Sızı’. İkinci CD’nin ilk parçası olan ‘Arkadaş’, yine çok ilginç, o denli de pesimist ve içli bir parça. ‘Güzelleme’deki ECM atmosferini bu parçada da bulmak mümkün. Oğur’un yanında grubun ritim seksiyonunu simgeleyen iki müzisyenin özel maharetlerini yakaladığımız parçalardan biri ‘Şaka’ adını taşıyor. Oğur’un gitar stilindeki incelikler ve çağdaş cazla grubun kurduğu köprüyü en iyi yansıtan bir parça bu. Albümdeki iki ‘canlı’ kayıttan biri olan ‘Eşbabiye’de ise müzisyenlerin incelikleri, müzik ufuklarındaki zenginlik ve doğaçlama becerileri hemen öne çıkmış. ‘İki Anahtar’sa Oğur’un grupla uyumlu bir perdesiz gitar şöleni.
Tüm albümün ve 2. CD’nin son parçası olan ‘Dılore Nenelerim’, kusursuz bir caz ritmi üzerine Erkan Oğur’un kopuzla oluşturduğu özel bir müzikal izlenimciliği işaretliyor. Grup aslında başladığı noktaya dönüyor. Ve oradaki tüm parçalarda caz ve çağdaş müziğin duraklarında konaklaşıyorlar. Apayrı renkler, tonlar ve dünyanın kargaşasını kendi bireyselliklerine yedirme çabasında Telvin. Bazı renkler tanıdık ama birçoğu onlara özgü.
Orhan Kahyaoğlu | Radikal